Atlı, “Ben 2 milletvekilinin Kahramanmaraş için çok ciddi bir başarı olduğunu düşünmüyorum. Yani biz başarılıyız demek için 3’ü geçmemiz lazım. Şu şartlarda Kahramanmaraş’ın 3’ü var. Yani 4’üncüyü yaparsak biz başarılıyız dememiz lazım. En az 3 almalı, 3’ü geçmeli yoksa başarılıyız diyemeyiz” dedi.
AK Parti’nin içinde yönetimde olan insanlardan bile İYİ Parti’yi destekleyecek olanların bulunduğunu kaydeden Atlı, şöyle konuştu: “MHP’nin zaten çoğunluğu bizde onu söylemeye gerek yok. CHP’den ciddi destek olduğunu biliyorum. Ama daha çok eski Doğru Yol ve Anavatan Partililerin tamamı bize geldiler. Özellikle bizim genel merkezde yaptığımız kongrede 1 Nisan’da çok ciddi bir toplantı oldu. Çok kalabalık oldu. Artık sesini çok küçük harflerle dillendiren insanların bile seslerini yükseltmeye başladıklarını bize daha rahat geldiklerini görüyorum. Devlet memurlarının da bakış açılarının biraz farklılaştığını görüyorum. Sessiz bir çoğunluğun olduğunun farkındayız; ama artık yavaş yavaş o sessiz çoğunluk da sesini çıkartmaya başladı. Artık korkmuyor insanlar. Bunda tabi Sayın Genel Başkanımızın cesur davranışlarının, bütün insanları sahiplenişinin etkisi var.”
“PLANLAMA YAPILIRKEN MARAŞ’IN İHTİYAÇLARI DİKKATE ALINMIYOR!”
Kahramanmaraş’ın ihtiyaçlarını yakından bildiğini dile getiren Milletvekili Aday Adayı Faruk Atlı, Kahramanmaraş’ta gerek eğitim sektöründe gerekse ekonomi sektöründe planlamaların bölgenin ihtiyaçları göz önüne alınmadan yapıldığını ifade etti. Atlı, şu açıklamalarda bulundu: “Kahramanmaraş diğer illere göre istihdam açısından biraz daha şanslı. Ama Kahramanmaraş’ta mesela tekstile baktığımız zaman hangi sanayiciye mikrofonu uzatsan eleman bulamadıklarını söyler. Kahramanmaraş’ta süratli bir şekilde çok sayıda ara eleman yetiştirilmesi gerekiyor. Yani her köşe başından bir imam hatip dikmek yerine tekstil meslek lisesi oluşturulması gerekiyor. Bunların da her fabrikanın garantörlüğünde ya da himmetinde devam etmesi lazımdır. Orada yetişen arkadaşlar okuyan arkadaşlar aynı zamanda yarı zamanda fabrikada çalışmalılar. Ve böylece direk pratik eğitimlerini aldıklarından dolayı hemen iş bulacak şekilde iş garantisiyle bir yere gelmeliler. Fabrikalar da kendilerine sağlam kalifiye yetişmiş eleman bulurlar. Kahramanmaraş’ta tekstil dışında çelik tencere üreticiliği var. Bununla ilgili de bir meslek lisemiz yok. Ama olmalı. Altın işletmeciliğiyle ilgili bir meslek lisemiz de yok. O da olmalı. Bizim Kahramanmaraş’ta tekstil mühendisliği vardı kapandı. Eğitimin bölgenin ihtiyaçlarına yönelik planlaması yapmak gerekir. Sonra bizim kuzeyimizde şeker fabrikası vardı Elbistan’da. Arsa bedeli bile değil verilen para. Şeker fabrikası hem hayvancılığı besliyordu, hem tarımı besliyordu. O bakımdan o bölgedeki birçok insanın ekmek kapısı.”
ÇEVRE KİRLİLİĞİ HAD SAFHADA!
Elbistan’a şimdi 3’üncü termik santralin kurulmaya çalışıldığını aktaran Atlı, şunları söyledi: “Şimdi üçüncü bir santral kurulmaya çalışılıyor Elbistan’a! Zaten ikinci santral kurulduğundan bu yana bir takım sıkıntılar olmuştu. Ve iki santralin de çalışıyor olması nedenli ile çok ciddi bir hava kirliliği oldu. O nedenle o bölgede yaşayan insanlar çok ciddi kanser riski taşıyorlar. Çünkü sık sık kül atıyor orası mecburen onu da genellikle geceleri atılıyor ister istemez yapılmak zorunda bu. Kömür yanıyor çünkü orda çok ciddi kül oluyor. Kanser vakaları çok fazla oluyor kül atıklarından, kirli havadan dolayı. Şimdi üçüncü bir santral daha kurulursa bu bölge tamamen hava kirliliğinin içine batacak. Artık tarım yapılamaz hale gelmesine sebep olacağı için bu üçüncü santralin üzerinde durmak gerekiyor. Sonra yine çevre açısından baktığımız zaman Kahramanmaraş’ı besleyen Aksu gibi Ceyhan gibi nehirlerimizin fabrika atıklarından dolayı çok ciddi şekilde kirlendiğinde onların bizim baraj göllerine doğru intikal ettiğini görüyoruz. Hala fabrikaların çoğunda arıtma tesisi yok. O nedenle çevre kirliliği çok fazla.”
Kahramanmaraş’ta taş üstüne taş koyan her insanı baş tacı yapacak bir geleneğe sahip olduğunu bildiren Atlı, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü: “O yüzden ben bu memlekette taş üstüne taş koyan herkesi tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum onlara. Ancak özellikle çevremizdeki illere baktığımız zamana çok gerilerde olduğumuzu görüyoruz. Bunun da biran önce düzeltilebilmesi için şehirciliğe yukarıdaki bir insan talimatıyla değil de çevrenin ihtiyaçlarını belirleyerek bakabilecek, planlamayı ona göre yapabilecek yerel yönetimlerin gelmesi gerekiyor. Onun dışında inşallah herkesin düşüncesini rahatlıkla savunabildiği bir ortam hazırlamak gerekiyor siyasette. İYİ Partinin ortamı bu, şöyle de bir sloganımız var: Hiç kimse kendi gömleğini çıkarmasın biz üstüne bir iyilik ceketi giysin istiyoruz. Herkes böylece kendisini bu İYİ Parti’nin içerisinde mutlaka hem değerli bulacak hem de bu teşkilata kendileri de bir katkı sunmak ihtiyacında olacak ve böylece bilgi darcığındaki bilgileri ortaya koyacağı için ortak akılla çok ciddi projeler ortaya koyulabilecek. Birçok proje hayata geçirilebilir.”
