TÜRK’ÜN İSLAM DAVASI DİZ ÇÖKMEYECEKTİR!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Elbistan Düğün salonunda gerçekleştirilen kongreye Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Dr. Devlet Bahçeli’yi temsilen parti Merkez Yönetim Kurulu üyesi Avukat Başbuğ Pınarbaşı da teşrif etti.

Kongre de konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan Avukat Başbuğ Pınarbaşı, konuşmasına başlamadan önce salondaki ülkücüler başta olmak üzere bütün Kahramanmaraşlı ülkücülere Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin selamını iletti.

Başbuğ konuşmasında, Milliyetçi Ülkücü Hareketin temel felsefesi olan, milletin hademesi olmak için, il il gezerek davayı anlatmaya çalıştıklarını belirterek konuşmasına, Türk Tarihinin ve devrin en büyük Sultanı olan Dünya’ya kendini ispat etmiş Kanuni Sultan Süleyman’ın bir hikayesini salondaki ülkücülerle paylaşarak başladı.

Başbuğ Pınarbaşı, “Milliyetçi Ülkücü Hareketin fitneye fesata fırsat vermemesi gerekmektedir. 15 Temmuz’da yaşananlarla Yunanların İzmir’e ayak basmayı arasında ne kadar fark vardır? Siz hiç kendi meclisini bombalayan yabancı bir ülke duydunuz mu? Bizim milletimizin içerisine giren bu fitne tüm bunları gerçekleştirerek kendi meclisini bombalamıştır.” Dedi.

Pınarbaşı, “ 15 Temmuzda hain darbe girişimine ilk tepkiyi koyan Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli ülkemizde ki çift başlılığı ortadan kaldırmak adına bir irade ortaya koymuştur. Genel Başkanımız hükümetin teklifini gözden geçirerek ilk teklifi kabul etmedi ve 2 adet maddeyi kaldırttı. Ardından şuan ki meşru anayasayı ilan ettik. Dün yapmış olduğunuz seçim de bunu sizler seçtiniz yarın da yapılacak olan seçim de yine sizler karar verecek yine sizler seçeceksiniz. Şundan asla şüphem yoktur ki millet o gün sandığa gittiğinde tabii ki Liderlerinin çıkardığı Milliyetçi Ülkücü hareketin kadrolarından aday gösterilenlere oy verecekler. Çünkü biz şunu ispat ettik ki idam sehpalarına gerilen ağabeylerimizin kıymetli büyüklerimizin ispat ettiği bir hal ile ‘bu milletin çocuklarından hain çıkmaz ve bu hareketin çocukları devletini, milletini bir arada tutmak için can feda çalıştıklarını gösteriyor.  Biz teşkilatlarımızın içerisinde bulunan ülkücülerden ibaret değiliz. Başbuğumuz Alparslan Türkeş 15 Mayıs 1919’dan sonra Mustafa Kemal’in İstanbul’dan Anadolu’ya aramaya çıktığı o nefesi Türk çocuklarını harekete geçirmeye teşkilatlandırmaya başladığı bu Türk çocukları 15 Temmuz gecesinde tankın namlusunu söktüler, askeri araçların gazına değil frenine bastılar. Namlularını millete değil hainlere çevirdiler.” İfadelerini kullandı.

Pınarbaşı, “21. Yüzyılın Hasan Tahsin’i Ömer Halisdemir’dir’ 21. Yüzyılın Antepli Karayılan’ı, Sütçü İmam’ı, İzmir’de PKK’lılara direnen Fırat Yılmaz Çakıroğlu’dur.” Benzetmesini yaptı.

Pınarbaşı konuşmasına şu şekilde devam etti: “ Hiç şüpheniz olmasın, bu millet şu bilinç üzerine yaşar; ‘Milliyetçi Ülkücü Hareket düşerse, Basra Körfezine kadar İslam alemi düşer. Milliyetçi Ülkücü Hareket Düşerse, Çin Denizine kadar bütün Türk Alemi çöker. O yüzden bizim vazifemiz bizim hareketimizin içerisine sokulmaya çalışılan bütün fitne tezgahlarının karşısında durmaktır. Benim hiç şüphem yok ki bu hareketin çocukları bu çıkan fitne tezgahlarının ateşini elleriyle ayaklarıyla değil gözleriyle söndüreceklerdir. Milliyetçi Ülkücü Hareketin yiğit bozkurtları var olduğu müddetçe bu vatana hiçbir yabancı kuvvet el ayak basamayacaktır. Bizim andımız vardır. Genel Başkanımızın anlatmak istediği ve anlattığı budur. Bizim yeminimiz Mete Han’dan bu yana gelen ‘ Kendi coğrafyamızda bir iş yapılacaksa o işi bu milletin çocukları yapacaktır’ ve bizim birlik ve beraberliğimiz bozulmadığı sürece, ne Türklük ne de islam ne de Türk’ün islam davası diz çökmeyecektir!”

Pınarbaşı konuşmasında demokrasinin öneminin altını ‘Demokrasi Türk Milletinin ve Türk Milliyetçilerinin korumakla hükümlü olduğu en önemli hadisedir’ diyerek “ Ancak hiç kimse önce elimizi sıkıp sizinle beraberiz deyip sonrada kapıya çıkıp bizi satmayacaktır. Biz buna inanırız. Önceleri gelip Genel Başkanımızın elini öpen 3 düğme birden ilikleyenlerin sonradan ihanet ettiklerini görünce bu bana ağır gelmektedir. Çünkü biz sizin dediğinizi anlıyoruz sayın Genel Başkanım deyip listelerin birinci sıralarını kapıp partinin en yetkili yerlerine gelenler sonra ihanet etmektedir. Türk’ün töresin de var mıdır? Önce çadıra girip sonra ihanet etmek… ve Genel Başkanımızı anlamamız bizim vazifelerimizdendir. Genel Başkanımız Türk Milletini ve Devletini bundan sonra ki süreçlere gittiği o şanlı ve şerefli kervanı taşımak ve götürmek görevindedir. O yüzden bu kervanın yolda kalacağı sanılmasın, sakın Türk Milliyetçiliği tekerinin tümsekte kalacağına inanmayın. Türk Milliyetçiliğinin kervanı binlerce yıldır gelmiş ve Allah’ın izniyle binlerce yılda gidecektir. Bizim görevimiz bu kervanı bu yoldan düşürmemektir. Allah’ın izniyle bunu düşürmeyeceğiz. “ ifadelerini kullandı.

Başbuğ Pınarbaşı konuşmasını, Yemen Savaşı sırasında bestelenen ‘Alay Marşı’nın şu dörtlüğünü söyleyerek bitirdi.

“Yastığımız mezar taşı  Yorganımız kar olsun  Biz bu yoldan döner isek  Namus bize ar olsun”

 

TÜRK’ÜN İSLAM DAVASI DİZ ÇÖKMEYECEKTİR!

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Maraş Aktüel | Kahramanmaraş Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!