Dünya, yenilenebilir güce yöneldi. ile ilgili Türkiye’nin başarısı, Avrupalı ülkelerin ilgisini çekiyor.
(AB) Kurulu Güçten Sorumlu Üyesi Kadri Simson, Avrupa Parlamentosu’nda Rüzgar Gücü Birliği (TÜREB) ve Avrupa Rüzgar Gücü Birliği (Wind Europe) tarafından Rüzgar Gücü Tedarik Zinciri Zorlukları Tahlilleri ve Avrupa Birliği (AB) Bölgesi İçin Alternatifler başlıklı toplantının açılışında konuştu.
Türkiye’nin rüzgar gücünde tezli gayeleri olduğunu belirterek, birçok AB’li şirketin Türkiye’de rüzgar türbini üretimi yaptığını belirtip, Türkiye’nin AB için emniyetli bir partner olduğunu lisana getirdi.
Simson, Avrupa’da rüzgar gücü bölümünü desteklemek ve yatırımları artırmak için dün bir paket açıkladıklarını anımsatarak, dijitalleşme, şebeke kapasitesinin artırılması, siber güvenlik üzere birçok alanda dalı destekleyeceklerini ve rüzgar projelerine öncelik verileceğini söyledi.
“Türkiye ile yakın işbirliği devam edecek”
Rüzgar gücünde Avrupa’nın Türkiye ile yakın işbirliğinin de devam edeceğine işaret eden Simson, şöyle konuştu:
Türkiye’nin, deniz üstü rüzgar gücü olmak üzere kesimde tezli planları var. Birçok AB’li şirket de Türkiye’de rüzgar türbini üretimi yapıyor. Türkiye bizim için sağlam bir partner. AB rüzgar sanayisi bir muvaffakiyet kıssası oldu ve Türkiye üzere komşularımızın da bu muvaffakiyetten faydalanmasını istiyoruz. Emniyetli ve pak güç sistemleri oluştururken Türkiye üzere partnerlerimizle çalışmayı sabırsızlıkla bekliyorum.
“Rüzgar, kısa müddette Avrupa’nın bir numaralı güç kaynağı olacak”
Uluslararası Güç Ajansı (IEA) Lideri Fatih Birol, Avrupa’da rüzgar gücü sanayisinin gelişiminin güç güvenliği, sanayi ve iklim amaçları için kritik ehemmiyette olduğunu aktardı. Rüzgar gücünde üretimin giderek artacağına dikkati çeken Birol, şunları kaydetti:
Rüzgar gücünün Avrupa’da kısa müddette bir numaralı güç kaynağı olacağını söyleyebilirim. Rüzgardan güç üretimi şu an gördüğümüzden çok daha süratli da artabilir fakat bölümün önünde kimi sıkıntılar var. Bunlardan birincisi, lisans ve müsaade süreçlerinin çok uzun olması. Bu süreçlerin kolaylaştırılması ve hızlandırılması gerekiyor. İkincisi ise şebeke kapasitesi. Bugün dünyada 1500 gigavatlık kapasite şebekeye bağlanmayı bekliyor. Bunun yüzde 25’i Avrupa’da ve yüzde 50’si ABD’de. Bu güç dönüşümünün önündeki büyük bir zorluk. Bir öteki zorluk da tedarik zincirindeki kısıtlar. Avrupa rüzgar gücünde birinci adımları atan bölgeydi lakin artık tedarik zincirlerine baktığımızda Çin’in büyük bir hissesi var. Çin, burada çok süratli davrandı. Çin’den daha kaliteli ve maliyet aktif türbinler geliyor.
“Avrupa’nın bir yol haritasına gereksinimi var”
Temiz güç teknolojilerinde ülkeler ortasında büyük bir yarış olduğunu belirten Birol, şu değerlendirmede bulundu:
Avrupa’nın sanayiyi canlandırmak için Türkiye dahil öteki ülkelerle hareket etme vakti. Buradaki riskler azaltılmalı. Avrupa, ABD ile rekabet edebilmeli ve burada teşviklere muhtaçlık var zira Hindistan, Endonezya ve Kanada üzere ülkeler de harekete geçiyor. Avrupa’nın bir yol haritasına muhtaçlığı var.
“Rüzgar gücü heyeti gücümüz 2025’te 40 bin megavata ulaşacak”
TÜREB Lideri İbrahim Erden, Türkiye’nin elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 11’ini rüzgar gücünden sağladığını ve 12 gigavatla Avrupa’da altıncı sırada yer aldığını tabir etti. Erden, Türkiye’nin ürettiği ekipmanın yüzde 75’ini ihraç ettiğini belirterek, şöyle konuştu:
Rüzgar gücü heyeti gücümüzün 2025 prestijiyle 40 bin megavata ulaşmasını bekliyoruz. Daldaki yeni lisanslar, bu kapasite artışında rol oynayacak. Türkiye ayrıyeten deniz üstü rüzgar gücünde de proje hayata geçirmeyi hedefliyor.
Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)
