Yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) yenerek vazifesine dönen Saray Devlet Hastanesi’nde vazifeli Dr. Oğuzhan Tokgöz, hastalığı atlattıktan sonra fakat 2-3 haftada kendisini toparlayabildiğini söyledi.
Tokgöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, salgınla uğraş sürecinde sıhhat çalışanlarının uzun müddettir fedakarca çaba ettiğini belirtti.
Bu süreçte ellerinden geldiğince maske, eldiven ve hijyen kurallarına dikkat ettiklerini anlatan Tokgöz, “Hastanemizde vakit zaman salgından ötürü yatan hasta sayımız çok arttı. Bu devirde yatan bir hastamızı entübe etmek zorunda kaldık. Ona hayat takviyesi verdik, birkaç saat o hastamızla uğraştık. Ne kadar dikkat etsek de muhtemelen o esnada virüsü kaptım.” dedi.
Tokgöz, insanların “bana virüs bulaşmaz” diye düşündüğünü fakat bunun yanlış olduğunu lisana getirdi.
Hastalığın kendisinde birinci başlarda yalnızca hafif öksürük yaptığını tabir eden Tokgöz, “Ben de ‘normaldir’ diye düşündüm. Kendimi riske atmadım ve testimi yaptırdım. Testimin sonucunun olumlu olduğunu öğrenince ailemi korumak için hastaneye yattım. Birinci başlarda kahır olmasa da sonra teneffüs problemi yaşadım. Bu süreçte gencecik insanların vefat ettiğini görmek bende endişe uyandırdı. O sırada mevti düşündüm.” diye konuştu.
Tokgöz, önlemlere titizlikle uyulmasının çok değerli olduğunu bu süreçte bir defa daha anladığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Bu virüs öbür hiçbir virüse, hiçbir hastalığa benzemiyor. Hastalığı geçirdikten sonra 2-3 haftada lakin kendimi toparlayabildim. Merdiven çıkmakta zorlanıyordum, yürürken nefes nefese kalıyordum. Bu virüs çok süratli yayılıyor. Herkesin bu süreçte çok dikkat etmesi gerekiyor. Benim dikkat etmem, sizin dikkat etmeniz kâfi olmuyor. Bazen bir kişi dikkat etmeyince sizin sevdiklerinize virüsü bulaştırabiliyor. Bu salgında bulaşma yolu çok. O yüzden herkesin önlemlere titizlikle uyması gerekiyor.”
“Hastalığını gizleyen beşerler oluyor”
Sıhhat çalışanlarının misyondan hiçbir vakit çekinmediğinin altını çizen Tokgöz, şunları kaydetti:
“Bu süreçte hepimiz çok ağır ve özverili bir formda çalıştık. Bizi üzen, yoran şeyler de çok. En başta insanların duyarsız olması. Ağır bir çalışmadan sonra dışarı çıktığımızda insanların hala maskesiz dolaştığını görmek bizi üzüyor. Muayeneye gelen insanlara maskelerini takmalarını söylediğimizde kimileri bize reaksiyon gösteriyor. Hastalığını gizleyen beşerler oluyor. Koronavirüs hastası olanlar farklı bir kısımda muayene ediliyor ancak kimileri hasta olduğunu söylemiyor, gelip burada hastalığı yayıyor. Hastanelerde sıhhat çalışanlarına şiddetin hala bu devirde olması da üzücü. İnsanların anlayışlı ve hassas olması gerekiyor.”
