5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Atilla Ayıntaplı, öldürülen Eser Karaca'nın yakınları ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan sanık, soruşturma aşamasındaki ayrıntılı ifadesini tekrar ederek pişman olduğunu söyledi.
Olay günü boşandığı eşiyle konuşmak için çalıştığı hastaneye gittiğini dile getiren Atilla Ayıntaplı, 'Gittiğimde, daha önce de tanıdığım boşandığım eşim Eser'in arkadaşı Ç.A, oradaydı. Odadan çıkmasını, Eser ile konuşmak istediğimi söyledim. Bunu defalarca söylememe rağmen çıkmadı. Benim orada Ç.A'ya 'çık seni öldürürüm' gibi bir ifadem olmadı. Sadece bizi yalnız bırakmasını söyledim. Bu kadın beni dinleseydi, belki de biz konuşacaktık ve böyle bir olay yaşanmayacaktı.' dedi.
Müşteki Ç.A. ise maktul ile aynı odada olduklarını, sanığı görünce güvenliğe haber vermek için odadan çıktığını, sonra tekrar odaya geldiğini anlattı.
Ç.A, 'Sanık, bana dışarı çıkmamı söyledi. Eser ile biz de ondan dışarı çıkmasını istedik. O sırada 'ikinizi de burada öldüreceğim' şeklinde bir ifade kullandı. Yanında getirdiği poşetin içinden pompalı tüfeği çıkarmaya çalıştı ve o sırada bir arbede yaşandı. Ben farklı bir yöne kaçtım, Eser farklı bir yöne kaçtı. Eser'i takip eden sanık, daha sonra merdivende ateş etti.' şeklinde konuştu.
Ç.A, sanıktan şikayetçi olmadığını belirtti.
Öldürülen Eser Karaca'nın kızı Sıla Ayıntaplı ise olay günü annesinin vurulma haberini Ç.A'nın aramasıyla öğrendiğini belirterek, babasının en ağır cezayı almasını istedi.
Eser Karaca'nın babası Mustafa Karaca da olayın tasarlanarak gerçekleştirildiğini iddia ederek, sanığın en ağır cezayla cezalandırılmasını talep etti.
Sefa Karaca ise ablasının ölümüyle ilgili basına yansıyan güvenlik kamerası görüntülerinde, sanığın defalarca ateş ederek ölüme sebep olduğunu, yakalandığında üzerinde bıçak çıktığını ve sanığın pişman olduğunu düşünmediğini ifade etti.
Duruşmaya katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları ile Kahramanmaraş Barosu Kadın Hakları Komisyonu avukatları da haksız tahrik hükümleri başta olmak üzere sanık lehine hükümlerin uygulanmamasını ve verilecek cezanın örnek teşkil etmesini talep etti.
Karaca ailesinin avukatı Mahmut El ise sanık hakkında daha önce 3 kez uzaklaştırma kararı çıkartıldığını, maktulün tehdit edildiğini, sanığın 4. uzaklaştırma kararının çıktığı gün Eser Karaca'yı öldürdüğünü dile getirdi.
- 'Sanığın en ağır cezayı alması gerektiğini düşünüyoruz'
Eser Karaca'nın öldürülmeden önce vekaletini alan son avukat olduğunu anlatan El, şunları söyledi:
'Koruma kararı sanığa tebliğ edilemeden Eser Karaca vahşice öldürülmüştür. Bu olay, ani bir öfkeyle değil, sistematik bir şekilde devam eden tehdit süreci sonunda gerçekleşmiştir. Sanık, Eser'in çalıştığı hastaneden hasta olmadığı halde defalarca randevu almış, çalıştığı hastanedeki diğer personellerle sürekli iletişime geçmiş, onları tehdit etmiş. Bu durum hastane tarafından öğrenilince, kalabalık olacağı için hastanede daha güvende olacağı belirtilmiş. Sanık o gün de randevu alıyor ve suç aletini gizleyerek geliyor. Kamera kayıtları, sanığın maktule birden fazla ateş ettiğini göstermekte. Haksız tahrik indiriminden yararlanmak için boşanmayı 'anlaşarak boşanma' gibi göstermeye çalışıyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. Kadına karşı işlenen bu cinayette, boşandığı eşi kasten öldürme ve tasarlayarak kasten öldürme suçları oluşmuştur. Üstelik suçun bir sağlık kuruluşunda gerçekleştirilmesi üzüntü vericidir. Sanığın en ağır cezayı alması gerektiğini düşünüyoruz.'
Esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet savcısı, sanık Atilla Ayıntaplı'nın 'boşandığı eşi kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve hastane çalışanı Ç.A'yı 'silahla tehdit' suçundan 7 yıl hapisle cezalandırılmasını istedi.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 10 Ekim'e erteledi.
- Olay
22 Mayıs 2025'te Atilla Ayıntaplı, bir hastanede tıbbi sekreter olarak çalışan boşandığı eşi Eser Karaca ile görüşmeye gitmiş ve yaşanan tartışmanın ardından Eser Karaca'yı pompalı tüfekle yaralamıştı. Karaca, aynı hastanede yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamamış, olay yerinden kaçan Atilla Ayıntaplı polis ekipleri tarafından yakalanmıştı.