Milliyet gazetesi müellifi Tunca Bengin’in, “MİT’in yeni maksadı teknoloji casusları” başlıklı yazısı şöyle:
Türk savunma endüstrinin geldiği nokta nedeniyle dünyanın gözü Türkiye’de… Bilhassa İHA ve SİHA’lar ile muharip araç gereçler, silahlar ve mühimmatların alanda gösterdiği üstün muvaffakiyet memleketler arası güçlerin de dikkatini çekmiş durumda. Bu bağlamda yapılan övgüler ve İHA-SİHA’lar başta olmak üzere gelen silah talepleri de malum. Yani gerçekleştirilen atılımlar silah sanayiinde dışa bağımlılığımızı azaltırken, Türkiye’yi dünya piyasalarında kelam sahibi de yapıyor. Olağan bu tıpkı vakitte teknoloji ve ticari olmak üzere iki farklı casusluğun daha radarına girme manasına da geliyor. Ki bunun en son örneği de geçenlerde Emniyet ve MİT’in ortak operasyonuyla ortaya çıkarıldı. Yani Türkiye’nin geliştirdiği, geliştireceği projelerle ilgili bilgi sızdırma maksadıyla birçok ülkenin kapalı servisleri, yabancı şirketlerin elemanları ‘derin’ kontaklar ve hesaplar peşinde. Nasılını ve niyesini eski Genelkurmay İstihbarat Lideri Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin, anlatıyor:
“İstihbarat servisleri işin içindedir ancak bunlar gidip direkt bir şey yapmazlar. Yani kendilerine mahsus bir bilgi kaynağı ağı yaratırlar. Bir yerde ofis kurarlar yönetim ederler o ofise bağlı yerli halktan çok sayıda haber kaynağı kullanılır. Bunlar savunma sanayii teşkilatlarında, özel dalda, üniversitelerde de olabilir. Bunların bir kısmı parayla ilgilidir bir kısmı bayanla ilgilidir ya da kumarla ilgilidir adama şantaj yapılır. Çocuğu diğer yerde okuyordur ondan ötürü şantaj yapılır. Aklınıza gelebilecek her şey yapılabilir. Onun için bunlara karşı benim daima savunduğum bir iç istihbarata gereksinimimiz var. Dışarıda da bizim tıpkı şeyleri yapmamız lazım. Yani hangi ülke ne geliştiriyor, biz onların önüne nasıl geçebiliriz. Biz bu işe daha yeni başlıyoruz”
TÜRKİYE’DE TEKNOLOJİ CASUSU ÇOK MUDUR?
“Olmaz olur mu? İddialısın, savunma sanayimi şu hale getireceğim diyorsun o tez için atak yapıyorsun, üretiyorsun, yazılım geliştiriyorsun. O projeleri, yazılımları ele geçirmek isteyen çok sayıda ülke, insan olur. Yalnızca güvenlik nedeniyle değil, pazardan hisse kapmak, sizi pazara sokmamak için de tıpkı şeyler var. İHA’ların zayıf tarafını bulup o yazılımda onların üzerine gidecek İHA’ları düşürecek biçimde bir süreç geliştirmek isteyenler de bunu yapabilir. Hedef yalnızca ülkenin güvenliği değil sizin pazara ulaşmanızı da engellemek ya da sizin eserlerinizi işe yaramaz göstermek… Münasebetiyle sizin neyle uğraştığınızı, ayrıntılarını öğrenmek isterler. Mesela Aselsan’ın jammerleri var ya da hava savunma sistemlerini durduracak elektronik aletler geliştiriyor. Öteki tarafta TAİ yazılım geliştiriyor. Türk hava sanayii yeni bir helikopter motoru geliştiriyor. Ulusal uçak üzerinde çalışılıyor. Bunlar daima onların radarındadır.”
Pekala ya geçmişte çok tartışılan Aselsan’daki kuşkulu vefatlar. Onlar da bu kapsamda olabilir mi? Pekin, devam ediyor:
“Büyük ihtimalle olabilir. Yüzde yüz böyledir demiyorum ancak büyük ihtimalle olabilir. O intiharlar, vefatlar araştırılması gereken şeyler. Komplo teorisi üzere geliyor fakat olabilir. Yalnızca bunlar değil mesela Isparta uçağı düştüğü vakitte Bor madeniyle ilgili çalışan bilim insanlarının hepsi öldü biliyorsunuz. Yani o ölümlerde olabilir, şayet peşinde oldukları malzemeyi ele geçiremiyorlarsa bunu geliştirecek beşerler bir formda ortadan kaldırılabilir. Bunu yabancı istihbarat örgütleri olduğu üzere yabancı şirketler de yapabilir. Zira mesela bir şirketten telsiz alıyorsun, kendi telsizini yaptığında otomatik olarak o şirketin Türkiye’deki pazar hissesi düşüyor. Dolasıyla bu üzere şirketlerde yapabilir. Mesela adamları satın alıp kendi çalıştırabilir, istifalar vardı hatırlarsanız, bir kısmı öldürülebilir. Yani bu iş hem istihbarat örgütleri tarafından hem büyük şirketler tarafından da yapılabilir.”
BUNLARA KARŞI NE YAPMALI?
“Bu casusluk şahıslarla yapılıyor, siber taarruzlarla da yapılıyor fakat kritik şeyleri almak için bireylere muhtaçlık var. Yani her ne kadar siber sistem çıktı casusluk bozuldu üzere laflar falan ediliyorsa da casusluk, insan istihbaratı hala devam eden bir olay zira birtakım sırları lakin insanlardan öğrenebilirsiniz. Onun için bu tip yerlerde çalışanların âlâ korunması lazım. Bölgenin de emniyete alınması, siber taarruza da açık olmaması lazım. Mesela İsrail bir siber taarruz yaptı İran’ın uranyum zenginleştirme sistemleri hasara uğradı. Tekrar Rusya bir siber taarruz yaptı ABD’deki 18 bin teknoloji şirketi, birtakım devlet kurumları,40 tane de İsrail teknoloji şirketi etkilendi. Yanılgı yaparsak Türkiye bunlarda da karşılaşabilir. Yani istihbarat teşkilatımızın bu mevzuyla ilgili çok güzel hazırlık yapması lazım. Münasebetiyle içeriyle ilgili de başka bir istihbarat teşkilatı kurulmalı…”
